15 Mart 2016 Salı

scarpa'nın izinde doğu garajı 1

Aslında blogda ilk Doğu garajını yazacaktım.. O gün akşam üzeri, uzun zamandır geçmediğim Doğu garajına yolum düşmüştü çünkü.. Kaldırımda yeşillik satan teyzeler, amcalar, şehrin diğer kullandığım yaya yollarında, parklarında rastladığım heykeller, değişik ama özellikle "bir milyoncu" dükkanlar, parlak düğün kıyafetleri satan mağazalar, esnaf lokantaları, pideciler, dershaneler.. Değişik gelmişti işte..












Şehrin bir dönem en önemli merkezlerinden birisi olan Doğu garajı hala bir merkezdi ama daha çok toplu taşıma araçlarının bir aktarma merkezi, yada kent merkezine ulaşan bir ulaşım aksıydı artık..





Doğu garajını en çok da açılan inşaat temeli sırasında ortaya çıkan, daha sonra arkeolojik kazıları yürütülen antik mezarlık alanıyla hatırlıyoruz ...




Şimdi kazısı yapılmış, derin çukurun bulunduğu alan, benim de tanıklık edebileceğim yakın bir zamana kadar Antalya'nın doğusuna giden otobüslerin, minibüslerin depolama ve hareket noktası olduğundan  "Doğu garajı"  adını almıştı.. Hatta garajın sonrasında festival çarşısı olarak düzenlenen alan, turistlerin; yanında ki balıkçılar, halk pazarı Antalyalıların mutlaka uğradığı bir yerdi..




Garaj, festival alanı, halk pazarı, balıkçılar kalkmıştı, artık yoklardı ama "Doğu garajı" ismi değişmemişti.. Tıpkı şimdi Dedeman, Sampi, Türkay Otelin olmaması, buna karşın mevkii yada yol tariflerinde kullanılmaya devam etmesi gibi:))


Devamlı kullandığımız mekanların, mekanlara isim veren kişilerin bizlerce ne kadar az bilindiği, tanındığı ve sorgulanmadığı arkadaşlarla sürekli tartıştığımız bir konudur.. Başta çoğumuzun yaşadığı "Muratpaşa" ilçesine adını veren Murat Paşa'nın kim olduğu da bu tartışmamızın en vurucu örneğidir :)))

Merak her zaman olmasa da çoğunlukla güzeldir:))) Ben de merak etmesini, merak ettiğim şeyleri en azından merakımı giderecek kadar araştırmasını seviyorum..

Doğu Garajının garaj olarak kullanılmasına son verildiğini biliyordum ama bu kullanımının ne zaman başladığı hakkında bir fikrim yoktu.. 

O zaman bu, benim için araştırılması gereken bir konuydu :)))

Tahminim,  şehrin doğu ile bağlantısının bugünkü Ali Çetinkaya Caddesi ile sağlandığı, Belediye mülkiyetindeki garaj alanının eskiden gelen kamu kullanımıyla önceleri at arabaları, sonraları minibüs ve otobüslerin  toplanma yeri olarak kullanıldığı, sonrasında bu alanın minibüs ve otobüslere ayrıldığıydı..

Ama küçük bir araştırma bu tahminlerimi hemen çürüttü:)))

İlk ulaşabildiğim bilgi, önceleri Kalekapısını garaj olarak kullanan minibüsler için 1970'lerde doğu garajı olarak bilinen alanın kullanılmaya başlandığı, boş, bahçe durumundaki bu alanın daha sonraları özel mülkiyette olması nedeniyle Belediye tarafından kamulaştırılmış olduğuydu..

                

Bu alanın garaj alanı olarak kullanılmaya başlaması ve çevresinin ticaret alanlarıyla çevrelenmesiyle değeri artmış, daha sonra garaj alanının yanına bugünkü Plaza 2000 binasının karşısındaki otopark alanında bulunan halk pazarı taşınmış, Garaj alanının kalkması sonrası Festival Çarşısı adı altında bir çarşı kurulmuş ve pazar alanındaki balıkçılar ile birlikte Doğu Garajı alanı kentlinin ve turistlerin uğrak yeri haline gelmişti..

Doğu Garajı alanında yer alan Festival Çarşısı ve halk pazarı daha sonra, bölgede düzenlenen mimari yarışma sonucunda birinci olan projenin uygulanmaya başlanması nedeniyle, kentin Alanya girişindeki Topçular mevkiine taşınmıştı.. Uygulama sırasında çıkan antik döneme ait mezarlar nedeniyle proje de tamamen değişmek zorunda kalmıştı..


Tahmin ettiğimin aksine Ali Çetinkaya Caddesinin Doğu garajından sonraki kısmı, hatta Cebesoy Caddesi 1950 sonlarına kadar yokmuş, Doğu garajının olduğu alan, suların aktığı bir bahçeymiş o zamanlar :)))


Eskiden, Antalya'ya gelen kervanların toplanma ve dinlenme yeri ise Değirmenönü caddesi üzerinde, develik olarak adlandırılan  bugünkü Plaza 2000 binasının karşısındaki otopark alanıymış:))



Ne çok yanılmışım meğer:)))

Böyle olunca daha bildiğim bir konuya planlama sürecine daldım bu sefer.. Garaj alanı, Doğu garajının ana aksları Ali Çetinkaya ve Cebesoy caddelerinin oluşumu hangi planların kararlarıydı peki ???

Antalya’da gerçek anlamda ilk imar planı çalışmaları 1950’li yıllarda başlamış.. Kentin imar planının yapılmasına karar verilmesinin ardından Vali Şefik San başkanlığında, Belediye Başkanı S. Ali Pamir, Belediye Meclis üyeleri, Bayındırlık, Sağlık, Milli Eğitim, Kadastro, Tapu Sicil, Vakıflar Müdürlüklerinden, Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumu Başkanlıklarından katılan yetkililer ve Emekli Müze Müdürü Fikri Erten ile serbest Y. Mühendis Tarık Akıltopu’ndan oluşan İmar Komisyonunca 1954 yılında bir rapor hazırlanmış... 

Bu raporda imar planına veri teşkil edecek, şehrin coğrafi ve iklim özellikleri, tarihi dokusu, jeolojik, nüfus, eğitim, sağlık, tarım, ticari ve iktisadi durumları, mevcut konut ve dükkan sayısı, arazi fiyatları gibi Antalya kentinin mevcut durumuna ilişkin temel bilgilere yer verilmiş...

Raporun son kısmında şehrin en önemli ihtiyaçları sıralanmıştır ki, imar planı bu ihtiyaçların ilk sırasında bulunmaktadır.. İmar planını takip eden diğer ihtiyaçlar ise planda yer alması istenilen ihtiyaçlar olup bu ihtiyaçların arasında en ilginci adliye sarayı, hükümet binası gibi önemli kamu alanlarının önünde 6. sırasında yer alan "Genelevi" dir :))

                


İmar Komisyon Raporu sonrasında kentin ilk imar planı, 1955 yılında İller Bankası tarafından Türkiye çapında düzenlenen "Antalya İmar Planı" başlıklı yarışma sonucu elde edilen ve 1957 yılında onaylanan plan olmuştur. Yarışmaya katılan 30 projeden Rauf Beyru, Turgut Tuncay ve İlhan Artuner’in hazırladığı tasarım birinci olmuştur. Plan, 1957 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanmıştır.

Kesin 1957 planı olduğunu bilemesek de daha sonraki plan çalışmalarında yer verilmesi nedeniyle 1957 planı olduğunu varsaydığımız planda Doğu Garajının bulunduğu kısım "konut alanı" olarak planlanmış, Ali Çetinkaya Caddesini Meydan kavşağına bağlayan kısım ile Cebesoy Caddesinin kararları bu planla gelmiştir.


İmar planının onayının ardından kamulaştırmalar başlamış, Ali Çetinkaya Caddesinin Kız Meslek Lisesi (Enstitü) ile Meydan Kavağı arasındaki kısmının yapımı işi Karayolları 3. Bölge Müdürlüğüne verilmiş, 1950'lerin sonlarında da yol çalışmaları başlamıştır..



1960’lı yılların başında İller Bankasınca Bülent Berksan’a yaptırılan revizyon plan çalışmaları sonucunda revizyon imar planı 1969 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanmıştır.

Bu planda da Doğu Garajı alanı konut alanı olarak tasarlanmış, öncekinden farklı olarak ticaret aksı garaj alanına kadar uzatılmıştır..


1977 yılında Antalya İmar Planı çalışmaları Şehir Plancısı Zühtü Can’a verilmiştir. Hazırlanan İmar Planı 1979 yılında tamamlanarak 1980 yılında onaylanmıştır. Planın kent merkezi için en önemli kararı ticaretin doğuya kaydırılması ve Doğu Garajının 1970 sonlarında başlayan garaj kullanımı nedeniyle "Kırsal Terminal"  ve "Pazar Yeri" olarak planlanmasıdır.


Artık, Doğu garajı, resmi olarak da garaj alanı olmuştur:))


Plan gelişimini de gördükten sonra, 1950 sonlarına ait olup, sevgili asistanım babamı görevlendirmem sonucu, onun fotoğrafçı bir arkadaşına, çatı ve ağaçları renklendirttiği hava fotoğrafına bakarken aklıma yeni bir şey geldi:)))

Bu fotoğrafta, Doğu garajı olarak bildiğimiz alanın çevresinde birçok mahalle görünüyordu.. Bu mahalleler ne kadar eskiydi acaba ???


Bunu bilmenin yolu yine araştırmak, belge olarak da ilk etapta 1920 yılında hazırlatılmış Antalya'nın ilk haritalarına bakmak, araştırmayı ona göre şekillendirmekti..

Beni heyecanlandıran düşünce ise "eğer bu mahalleler, o haritalarda var ise Doğu garajı ve çevresini bu haritalardan izleyerek günümüzdeki durumu belgelemek" ti...

Öyleyse ne duruyordum ki.."Scarpa'nın izinde Doğu garajı arş arş arş ileri!.. " :))))

scarpa'nın izinde doğu garajı 2

Çoğu Antalyalının bildiği gibi, Antalya şehrinin ilk haritaları İtalyanların Antalya'yı işgali sırasında mühendis G. Scarpa'ya çizdirilmiş, Scarpa'nın iki yılda hazırladığı haritalar 1920 yılında onaylanmıştır..

Haritalar 2 adet 1/2000, 1/10000 ölçekli "Antalya Şehrinin Harita-i Umumiyesi" ile 1/500 ölçekli 38 paftadan oluşuyormuş...


Bu haritalara baktığımda, Antalya merkeziyle birlikte Doğu Garajı ve çevresinin de, mahalle isimleri, yolları, dini ve kamu yapılarıyla haritada yerini aldığını büyük bir mutlulukla görüyordum... 

Demek ki projemi gerçekleştirebilecek, Doğu garajı ve çevresini Scarpa haritalarıyla gezebilecektim:)))


Scarpa haritalarına göre, eski Doğu Garajının bulunduğu alan, 1950'li yıllara ait hava fotoğraflarında da görülen bahçe kullanımına da uygun olarak "Çavuş Bahçe Mahallesi" olarak adlandırılmaktaydı.. 


Çavuş Bahçe Mahallesinin etrafında, bugünkü Ali Çetinkaya Caddesinin kuzeyindeki Start Otel ve çevresi o dönemin İğdir Hasan Mahallesi; hemen yanı Sofular Mahallesi; Değirmenönü Caddesine kadar uzanan kısım ise Şeyh Şucaattin, Şeyh Sinan, Demirci Kara Mahallelerinden oluşmaktaydı... Mahallelere mesleklerden, kişi adlarından, dini ögelerden oluşan Türk-İslam adları verilmişti..


Mahalleler genelde mescit yada cami isimleriyle de anılıyordu.. Yani, Çavuş Bahçe mahallesinin dışındaki diğer mahallelerde, Şeyh Şucaattin, İğdir Hasan Mescitleri; Demirci Kara, Şeyh Sinan ve Sofular Camileri vardı.. Ayrıca cami ve mescitlere ait vakıf kayıtları da bulunmaktaydı..


Bu mescitlerden Şeyh Şucaattin Mescidi ve türbesi 13. yüzyıla tarihlendiriliyor... Bu tarihlendirme ve bu tarihlerde orada bir mescidin varlığı, Selçuklular döneminde surların dışında, Doğu garajı ve çevresinde yerleşimin olduğunun belgelenmesi açısından çok önemli!.. Yapıya ait 1232-1233 tarihli girişte duran kitabeye göre bina Abdullah'ın oğlu Türkeri ez- Zevak ve erkek kardeşi tarafından yaptırılmış...



2 katlı yapının üst katı mescit, alt katı mezar odasıymış... Genelde Türbe olarak adlandırılan yapının, üst katı Osmanlı döneminde yapılan ciddi onarımlarla bu şeklini kazanmış..


1606-1607 tarihli Sultan Hatun vakfına ait kayıtlarda bahçe tasarrufunun Şeyh Şuca Halife isimli bir zatta olduğu yazıyormuş.. Şeyh Şüca tarafından mescit çevresinde dergah kullanımına yönelik başka yapılar da yaptırılmış ve yapının çevresinde oluşan, içinden sulama kanallarının da geçtiği mahalle bu isimle gelişmiş..

Kayıtlarda Şeyh Şucaattin Tekkesi, Şeyh Şucattin Vakfı da ayrıca bulunuyor...



Şeyh Şucaattin Mahallesi kadar eski olduğu, yani Selçuklular devrine kadar uzandığı belgelenemese de Sofular ile İğdirli Hasan Mahalleleri, Şeyh Şucaattin Mahallesiyle birlikte 16. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen mahallelerdenmiş..

Bu kayıtlara göre 16. yüzyılın ikinci yarısında;

-İğdir Hasan Mahallesinde 8, 
-Sofular Mahallesinde 7, 
-Şeyh Şucaattin Mahallesinde 7 hane yaşıyormuş..

1830 tarihli nüfus defterlerine göre;

-Şeyh Sinan Mahallesi 266 kişiyle Antalya'nın nüfusunun en fazla olduğu mahalleymiş.. 
-Demirci Kara mahallesi de 261 kişi ile 2. sırada yer alıyor... 
-Sofular Mahallesinde 119,
-İğdir Hasan Mahallesinde 66, 
-Çavuş Bahçe Mahallesinde 47, 
-Şeyh Şücaattin Mahallesinde 26 kişi yaşıyormuş.. 

Tabii o dönem erkek nüfusun sayıldığına dikkat etmek de gerekiyor..

19. yüzyılda kişiye kazanç sağlayacak her türlü mal varlığı, tarla, bahçe, ev, dükkan, hayvanlar ve bundan başka gelir getiren bir mesleği varsa bunların hepsinin tespit edilerek her mükellefin kişisel servetine ve senelik kazancına göre vergi miktarının belirlenmesi amacıyla hane düzeyine inen sayımlar yapılmış ve bu sayımların sonucu "Temettüat Defterleri" denilen kayıtlar oluşturulmuş...


1844 tarihli temettüat defterlerine göre bölge bağlık, bahçelik.. Ağırlıklı olarak darı, susam ekiliyor.. zirai işletmeler çoğunlukta.. Büyükbaş, küçükbaş hayvancılığı, arıcılıkla uğraşılıyor.. 


Binek hayvancılığı da uğraşlar arasında... Hatta kent merkezindeki mahalleler içinde en fazla devenin bulunduğu mahalle Sofular mahallesi olarak görünüyor :))) 

Temettüat Defterleri kayıtlarında en ilgimi çeken şey ise Sofular Mahallesi ile ilgiliydi..


Bu mahallede adını merkezindeki "Sofular camisi"nden alıyor.. Bazı yerlerde "sofular" yerine "sufiler" adı da kullanılıyor..



Bugün Kızıltoprak mahallesi, Kasap Durmuş sokağı üzerinde yer alan Sofular Caminin ilk inşası Sofular vakfına göre 1600’lü yıllara dayanıyormuş.. avlusu olmayan, dikdörtgen planlı bir mahalle camisi özelliğindeki caminin üzerinde 1338-1340 tarihli onarım kitabesi varmış...




Sofular mahallesini benim için ilginç kılan şey, Antalya Merkezinde Ermeni nüfusun yaşadığı iki mahalleden birisi olduğunu öğrenmem.. 


Temettüat Defterlerine göre Sofular Mahallesinde;
-59 Müslüman, 
-14 Ermeni hane yaşıyormuş.. 

Ermenilerin, Antalya'da yaşadığı diğer mahalle ise 9 hane ile Babadoğan Mahallesiymiş..


Defterlere göre mahalledeki Ermeni hanelerin 13'ü zanaat/ticaret ile uğraşırken 1 hane tarım ile uğraşıyormuş.. 


Sofular Mahallesinin Ermeni kesimi, 1844 kayıtlarına göre hane başına düşen 252 kuruş vergi oranı ile Antalya merkez mahalleri içinde en yüksek vergi oranına sahipmiş.. gelir oranı hane başına, mahallenin Müslüman nüfusun yaşadığı kısmında 343, Ermeni nüfusun yaşadığı kısımda 1035 kuruşmuş..


Gayrimüslim kesimin vergi yükü payları içinde de en yüksek pay, % 24'lük pay ile yine Sofular mahallesinin Ermeni kısmına aitmiş..


Ermeni nüfusun mahallenin hangi kısmında oturduğuyla ilgili bir bilgiye ise rastlamadım ne yazık ki..  


Bugün Doğu Garajı çevresi olarak adlandırılan bölgenin bir dönem Antalyalı Ermenilere ev sahipliği yapmış olması benim için yepyeni bir bilgiydi..


Sofular, Sufiler, Tekkeler, Ermeniler derken inceleme yaptığım bölge, bana bayağı ilginç gelmeye başlamıştı:))


Öyle olunca alandaki diğer mahalleye ismini veren İğdir adının nereden geldiğini de merak ettim tabii ki:)))


İğdir, Kaşgarlı Mahmut'un 14. sırada zikrettiği Oğuz boylarından birisiymiş... Selçuklu hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev'in Antalya'yı fethi sonrasında yöreye İğdirlilerin yerleştirildiği, ayrıca 16. yüzyılda Teke sancağında 272 vergi nüfuslu İğdir oymağı yaşadığı, aynı isimde bir nahiye ve 5 köyün bulunduğu, bunlardan birinin bugünkü Kemer ve çevresi olduğu çeşitli kaynaklarda belirtiliyor...

Şimdi bir de Oğuz Türkleri eklendi listeye :)))


Bakalım Şeyh Sinan, Demirci Kara ve Çavuş Bahçe Mahalleleri için neler bulacaktım????










scarpa' nın izinde doğu garajı 3

Şeyh Sinan Mahallesi de, Demirci Kara Mahallesi de, Antalya Kent merkezini, doğu ile bağlayan ana cadde olan Değirmenönü Caddesi üzerinde bulunan camilerden isimlerini almışlar.. 

Daha önce de belirttiğim gibi her iki mahalle de 1830 kayıtlarına göre, Antalya'nın en kalabalık iki mahallesiymiş :)))

Düden çayından gelen sulama kanallarının her iki mahallede de yoğun olarak kullanıldığı o dönem ki haritalardan da anlaşılıyor.. Bölge yemyeşilmiş o zamanlar.. Zaten mahallelerin hemen ilerisinde Değirmenönü caddesine de adını veren değirmenler başlıyor..

O dönem, her iki caminin bulunduğu kısım çevresinde, ana cadde üzerinde olmaları nedeniyle bir nevi alt merkezler oluşmuş..


Şeyh Sinan Camisinin minaresi, caminin güney batı köşesine bitişik yapılmış.. Mimarisi basit olmakla birlikte sundurma çatısı ve taştan minaresi ile mütevazi hoş bir cami.. Ne yazık ki kitabenin yeri boş olduğundan yapım tarihi kesin olarak bilinmiyormuş...

Caminin hemen yanında yer alan türbenin kitabesinden, türbenin yapım tarihinin 1590 yılı olduğu anlaşılıyormuş...





Pehlivanidis mahallenin her tarafından sular aktığını, 2 buğday ve arpa öğüten değirmen, 1 de horasan harcı üretilen değirmen olduğunu, değirmenlerden sonra yolun kuzeyinde tek sınıflı bir Rum mektebi, karşısında da bakımlı bahçesiyle bir Türk mektebinin olduğunu yazıyor..

Bu okul, haritalarda, Şeyh Sinan Camisini geçtikten hemen sonra Değirmenönü Caddesinin üzerinde "Feridiye Mektebi" olarak görünüyor..

Konya Valisi Ferit Paşa, 1900 yılında "feridiye" ismi verilen okulu yaptırmış.. okul ilk yapıldığında ahşapmış.. 1932 yılında bahçesi kamulaştırılarak genişletilmiş, 1934 yılında bahçesinin yarısı ağaçlandırılarak buradan elde edilen gelir ile okul ihtiyaçları karşılanmış.. 1934-1948 yılları arasında okulun adı "İnönü" iken 1948 yılında "Ulema Paşa" adını almış.. Ahşap yapı, 1951 yılına kadar onarımlar görmüş, sonra yıkılmış.. İki katlı yeni bina 1952 yılında hizmete girmiş, aynı yıl okulun adı "İstiklal" olarak değiştirilmiş.. Okul, bugünde İstiklal adıyla kullanılmaya devam ediyor...


Demirci Kara Ali Cami ise, kimi kaynaklarda Timurcu Kara Ali Cami olarak geçiyor... Dikdörtgen planlı camide de yapım tarihini gösteren bir kitabe yokmuş ne yazık ki.. ancak minaresindeki tarih 1729 yılını gösteriyormuş.. Caminin bahçesinde haziresi, yani mezarlığı bulunuyor..


Camiyi yaptırdığı söylenen Demirci Kara Ali'nin mezarının, caminin kuzey giriş kapısı yanındaki zeytin ağacının altında olduğu rivayet ediliyor..


Haritalarda, Demirci Kara Caminin yanında bir medrese, karşısında bir karakol görünüyor.. Ve her yerden Pehlivanidis'in dediği gibi su kanalları, arklar geçiyor..  Hatta, Caminin batısındaki sokak, kadastral paftalarda bile köprüler sokağı olarak adlandırılıyor..


Doğu garajının bulunduğu Çavuş Bahçe mahallesinin etrafı ise eski haritalarda mezarlıklar ile dolu.. Bu mezarlıklar, sanılanın aksine bugün antik dönem mezarlıklarının ortaya çıkarıldığı eski doğu garajı, halk pazarı alanı değil, Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan kız meslek lisesi, İnönü İlkokulu, doğumevinin, merkez bankasının bulunduğu kısımlara isabet ediyor.. 


1920'lerin başında söz konusu mezarlık alanları, Antalya'nın gelişiminde bir sorun olarak görünmüş ve 1926 yılından sonra harita da belirtilen bulgur değirmenine giden cadde genişletilerek hal binası, zahire loncası, demirciler çarşısı, okullar, doğumevi yapılmış..


Pehlivanidis kitabında Tahılpazarı mahallesini, Bulgur değirmeni mahallesi olarak adlandırırken Bulgur değirmeninin küçük olmasına karşın sahibinin çok becerikli olduğunu, adını veremediği bu kişinin Antalya'da ilk defa su gücünü kullanarak elektrik ürettiğini yazmış...

Zaten haritada, bulgur değirmeninin olduğu kısımdan, doğu garajı tarafından gelen su kanalı geçip mezarlıklara doğru yönelmektedir.. Değirmenin güneybatısında ki mescit ise bugünkü Kara Ömer Ali Mescidinin olduğu yeri işaret etmektedir..

Mahallelerle ilgili yaptığım bu küçük araştırmanın ardından sıra inceleme yapacağım alanın sınırlarını belirlemeye gelmişti:)))