Aslında blogda ilk Doğu garajını
yazacaktım.. O gün akşam üzeri, uzun zamandır geçmediğim Doğu garajına yolum
düşmüştü çünkü.. Kaldırımda yeşillik satan teyzeler, amcalar, şehrin diğer
kullandığım yaya yollarında, parklarında rastladığım heykeller, değişik ama
özellikle "bir milyoncu" dükkanlar, parlak düğün kıyafetleri satan
mağazalar, esnaf lokantaları, pideciler, dershaneler.. Değişik gelmişti
işte..
Şehrin bir dönem en önemli merkezlerinden birisi olan Doğu garajı hala bir merkezdi ama daha çok toplu taşıma araçlarının bir aktarma merkezi, yada kent merkezine ulaşan bir ulaşım aksıydı artık..
Doğu garajını en çok da açılan inşaat temeli sırasında ortaya çıkan, daha sonra arkeolojik kazıları yürütülen antik mezarlık alanıyla hatırlıyoruz ...
Şimdi kazısı yapılmış, derin çukurun bulunduğu alan, benim de tanıklık edebileceğim yakın bir zamana kadar Antalya'nın doğusuna giden otobüslerin, minibüslerin depolama ve hareket noktası olduğundan "Doğu garajı" adını almıştı.. Hatta garajın sonrasında festival çarşısı olarak düzenlenen alan, turistlerin; yanında ki balıkçılar, halk pazarı Antalyalıların mutlaka uğradığı bir yerdi..
Garaj, festival alanı, halk pazarı, balıkçılar kalkmıştı, artık yoklardı ama "Doğu garajı" ismi değişmemişti.. Tıpkı şimdi Dedeman, Sampi, Türkay Otelin olmaması, buna karşın mevkii yada yol tariflerinde kullanılmaya devam etmesi gibi:))
Devamlı kullandığımız mekanların, mekanlara isim veren kişilerin bizlerce ne kadar az bilindiği, tanındığı ve sorgulanmadığı arkadaşlarla sürekli tartıştığımız bir konudur.. Başta çoğumuzun yaşadığı "Muratpaşa" ilçesine adını veren Murat Paşa'nın kim olduğu da bu tartışmamızın en vurucu örneğidir :)))
Merak her zaman olmasa da çoğunlukla güzeldir:))) Ben de merak etmesini, merak ettiğim şeyleri en azından merakımı giderecek kadar araştırmasını seviyorum..
Doğu Garajının garaj olarak kullanılmasına son verildiğini biliyordum ama bu kullanımının ne zaman başladığı hakkında bir fikrim yoktu..
O zaman bu, benim için araştırılması gereken bir konuydu :)))
Tahminim, şehrin doğu ile bağlantısının bugünkü Ali Çetinkaya Caddesi ile sağlandığı, Belediye mülkiyetindeki garaj alanının eskiden gelen kamu kullanımıyla önceleri at arabaları, sonraları minibüs ve otobüslerin toplanma yeri olarak kullanıldığı, sonrasında bu alanın minibüs ve otobüslere ayrıldığıydı..
Ama küçük bir araştırma bu tahminlerimi hemen çürüttü:)))
İlk ulaşabildiğim bilgi, önceleri Kalekapısını garaj olarak kullanan minibüsler için 1970'lerde doğu garajı olarak bilinen alanın kullanılmaya başlandığı, boş, bahçe durumundaki bu alanın daha sonraları özel mülkiyette olması nedeniyle Belediye tarafından kamulaştırılmış olduğuydu..
Bu alanın garaj alanı olarak kullanılmaya başlaması ve
çevresinin ticaret alanlarıyla çevrelenmesiyle değeri artmış, daha
sonra garaj alanının yanına bugünkü Plaza 2000 binasının karşısındaki
otopark alanında bulunan halk pazarı taşınmış, Garaj alanının kalkması
sonrası Festival Çarşısı adı altında bir çarşı kurulmuş ve pazar
alanındaki balıkçılar ile birlikte Doğu Garajı alanı kentlinin ve turistlerin
uğrak yeri haline gelmişti..
Doğu Garajı alanında yer alan Festival Çarşısı ve halk
pazarı daha sonra, bölgede düzenlenen mimari yarışma sonucunda birinci olan projenin
uygulanmaya başlanması nedeniyle, kentin Alanya girişindeki Topçular mevkiine
taşınmıştı.. Uygulama sırasında çıkan antik döneme ait mezarlar nedeniyle proje de tamamen değişmek zorunda kalmıştı..
Tahmin ettiğimin aksine Ali Çetinkaya Caddesinin Doğu garajından sonraki kısmı, hatta Cebesoy Caddesi 1950 sonlarına kadar yokmuş, Doğu garajının olduğu alan, suların aktığı bir bahçeymiş o zamanlar :)))
Eskiden, Antalya'ya gelen kervanların toplanma ve dinlenme yeri ise Değirmenönü caddesi üzerinde, develik olarak adlandırılan bugünkü Plaza 2000 binasının karşısındaki otopark alanıymış:))
Ne çok yanılmışım meğer:)))
Böyle olunca daha bildiğim bir konuya planlama sürecine daldım bu sefer.. Garaj alanı, Doğu garajının ana aksları Ali Çetinkaya ve Cebesoy caddelerinin oluşumu hangi planların kararlarıydı peki ???
Antalya’da gerçek anlamda ilk imar planı çalışmaları
1950’li yıllarda başlamış.. Kentin imar planının
yapılmasına karar verilmesinin ardından Vali Şefik San başkanlığında, Belediye
Başkanı S. Ali Pamir, Belediye Meclis üyeleri, Bayındırlık, Sağlık, Milli
Eğitim, Kadastro, Tapu Sicil, Vakıflar Müdürlüklerinden, Kızılay ve Çocuk
Esirgeme Kurumu Başkanlıklarından katılan yetkililer ve Emekli Müze Müdürü
Fikri Erten ile serbest Y. Mühendis Tarık Akıltopu’ndan oluşan İmar
Komisyonunca 1954 yılında bir rapor hazırlanmış...
Bu raporda imar planına veri teşkil edecek, şehrin
coğrafi ve iklim özellikleri, tarihi dokusu, jeolojik, nüfus, eğitim, sağlık,
tarım, ticari ve iktisadi durumları, mevcut konut ve dükkan sayısı, arazi
fiyatları gibi Antalya kentinin mevcut durumuna ilişkin temel
bilgilere yer verilmiş...
Raporun son kısmında şehrin en önemli ihtiyaçları
sıralanmıştır ki, imar planı bu ihtiyaçların ilk sırasında bulunmaktadır.. İmar
planını takip eden diğer ihtiyaçlar ise planda yer alması istenilen ihtiyaçlar
olup bu ihtiyaçların arasında en ilginci adliye sarayı, hükümet binası gibi önemli kamu alanlarının önünde 6. sırasında yer alan "Genelevi" dir :))
İmar Komisyon Raporu sonrasında kentin ilk imar planı,
1955 yılında İller Bankası tarafından Türkiye çapında düzenlenen "Antalya İmar
Planı" başlıklı yarışma sonucu elde edilen ve 1957 yılında onaylanan plan
olmuştur. Yarışmaya katılan 30 projeden Rauf Beyru, Turgut Tuncay ve İlhan
Artuner’in hazırladığı tasarım birinci olmuştur. Plan, 1957 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanmıştır.
Kesin 1957 planı olduğunu bilemesek de daha sonraki plan
çalışmalarında yer verilmesi nedeniyle 1957 planı olduğunu varsaydığımız planda
Doğu Garajının bulunduğu kısım "konut alanı" olarak planlanmış, Ali
Çetinkaya Caddesini Meydan kavşağına bağlayan kısım ile Cebesoy Caddesinin
kararları bu planla gelmiştir.
İmar planının onayının ardından kamulaştırmalar başlamış,
Ali Çetinkaya Caddesinin Kız Meslek Lisesi (Enstitü) ile Meydan Kavağı
arasındaki kısmının yapımı işi Karayolları 3. Bölge Müdürlüğüne verilmiş, 1950'lerin
sonlarında da yol çalışmaları başlamıştır..
1960’lı yılların başında İller Bankasınca Bülent
Berksan’a yaptırılan revizyon plan çalışmaları sonucunda revizyon imar planı
1969 yılında İmar ve İskan Bakanlığınca onaylanmıştır.
Bu planda da Doğu Garajı alanı konut alanı olarak
tasarlanmış, öncekinden farklı olarak ticaret aksı garaj alanına kadar
uzatılmıştır..
1977 yılında Antalya İmar Planı çalışmaları Şehir Plancısı Zühtü Can’a verilmiştir. Hazırlanan İmar Planı 1979 yılında tamamlanarak 1980 yılında onaylanmıştır. Planın kent merkezi için en önemli kararı ticaretin doğuya kaydırılması ve Doğu Garajının 1970 sonlarında başlayan garaj kullanımı nedeniyle "Kırsal Terminal" ve "Pazar Yeri" olarak planlanmasıdır.
Artık, Doğu garajı, resmi olarak da garaj alanı olmuştur:))
Plan gelişimini de gördükten sonra, 1950 sonlarına ait olup, sevgili asistanım babamı görevlendirmem sonucu, onun fotoğrafçı bir arkadaşına, çatı ve ağaçları renklendirttiği hava fotoğrafına bakarken aklıma yeni bir şey geldi:)))
Bu fotoğrafta, Doğu garajı olarak bildiğimiz alanın çevresinde birçok mahalle görünüyordu.. Bu mahalleler ne kadar eskiydi acaba ???
Bunu bilmenin yolu yine araştırmak, belge olarak da ilk etapta 1920 yılında hazırlatılmış Antalya'nın ilk haritalarına bakmak, araştırmayı ona göre şekillendirmekti..
Beni heyecanlandıran düşünce ise "eğer bu mahalleler, o haritalarda var ise Doğu garajı ve çevresini bu haritalardan izleyerek günümüzdeki durumu belgelemek" ti...
Öyleyse ne duruyordum ki.."Scarpa'nın izinde Doğu garajı arş arş arş ileri!.. " :))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder