Yolun karşısında, Lisenin
yanındaki sokaktan sonra gelen evlerin sahipleri Pehlivanidis’in yaşadığı
dönemde hep Rummuş…
Buna göre, bu blog yazısını yazmama vesile olan, iki kapı
arasından yol çalışmalarını izleyen çocuğun olduğu ev, Yunanistan’ın Antalya
Fahri Konsolosu, aynı zamanda casuslukla suçlanmış doktor Dimitri Politimos’un
evi…
Doktorun cırnık köprüsü civarındaki çiftliği, mübadeleden sonra
mübadillerin yerleştirildiği alan olması açısından önem taşıyor…
Aynı sırada, Antalya’nın
gayrimenkul zenginlerinden olması nedeniyle lakabı “Yarım Antalya” olan,
Zincirli Hanın mülkünün yarısına sahip, dükkanı da han içinde bulunan, sırçacı,
yani günümüzün züccaciyecisi😊,evi
kartpostallarda yer alan İlya Theofanidis’in
evi varmış…
Kocatepe sokağı
çıkışının karşılarına gelen ev de bir başka sırçacı olan Panayiri Yaloğlu’nun… Pehlivanidis,
1960’larda Antalya’ya geldiğinde Kocatepe sokaktan evi fotoğraflayarak, cumba altlarındaki
süslemelerin incelemeye değer olduğunu söylemiş ama şimdi süslemelerin yerinde betondan katlar yükseliyor göğe...
Pehlivanidis’in
haritasına göre sokağın köşesindeki evin altında Alati’nin eczanesi, yolu
geçince de İtalyan konsolosluğu bulunuyor… farklı anlatımlarda, İtalyan
konsolosluğu Antalya’nın çeşitli yerlerinde tarif ediliyor…
Açıkçası bu yoldaki
konsolosluk binasından emin değilim ama haritada konsolosluk yapısı olarak
işaretlenen yapının, üzerinde “bayramınız kutlu olsun” yazılı kartpostalda,
önünde üzerindeki yıldız nedeniyle Türk bayrağı olma ihtimali olan bayrağı ile
bir grup Türk askeri ve yetkilisinin bulunduğu, tek katlı, merdivenli
yapı olduğunu düşünüyorum…
Fotoğraflarla ve haritalarla karşılaştırdığımda, şimdilerde, altı mağaza, üst katları lojman olan, mübadeleden sonra defterdarlık olarak kullanılan yapı ile 1960’ların sonlarına ait haritalarda defterdarlık olarak gösterilen yapının aynı olup olmadığı konusunda tereddütlerim vardı ama gazetedeki bir doktor ilanı bu tereddütümü çarçabuk giderdi😊
Pehlivanidis, Konsolosluk olarak
tanımlanan yapının ilerisinde bir başka dükkândan, Nikola
Dimitriadis-Pehlivanoğlu’nun fotoğrafçı dükkanından bahsediyor…
1906 yılında Kosova’da
doğan Mehmet Ali Öztemel’in ailesiyle birlikte 1912 yılından sonra Antalya’ya
taşındığı, Antalya’nın Cumhuriyet öncesi bilinen tek fotoğrafçısı olan İtalyan Dragonetti’nin
Atatürk caddesi 93 numaradaki fotoğrafhanesinde işe başladığı, Dragonetti’nin
kentten ayrılmasının ardından Mehmet Ali Öztemel’in işe devam ettiği,
teknolojiye ilgisi nedeniyle arkadaşları tarafından Fenni Bey olarak
çağrılmasının üzerine işletmeye “Foto Fenni” adını verdiği, Fenni’nin hayat hikayesinde
anlatılıyor…
Pehlivanidis’in cadde
üzerinde bahsettiği tek İtalyan, lokantacı Domeniko; fotoğrafçı ise Rum
Nikolaki😊,
fotoğrafçı
dükkânı da hemen hemen aynı yer olduğuna göre, bir karışıklık var bu işte😊
Fotoğrafhane 1949
yılında yıkılmış ve yerine yeni bir bina yapılmış…1950 yılında da yapıya 2. kat
ilave edilerek aile buraya taşınmış…
1960’ların
fotoğraflarında o sırada yeni yapılmış iki katlı binayı bulmak hiç de zor değil😊
Söylemeye gerek yok
tabii ki 1970’lere geldiğimizde, bu iki katlı bina da yerini, tüm cadde gibi
alttaki dükkanlarla birlikte 9 katı bulan apartmana bırakmış…
Eskinin 1983 telefon
numaralı, ortaklar ve bölüşümlerle, Atatürk Caddesi No:69/B ve 71/A adreslerinin
sahibi Foto Fenninin yerinde bugün dondurmacı ve iç giyim mağazası bulunuyor…
Fenni kaşesi ise geçmişin fotoğraflarında ve anılarda devam ediyor…
Foto Fenni, Atatürk
caddesindeki tek fotoğrafçı değilmiş… Cadde çok popüler olunca, 1950 yılından
sonra, Antalya’nın ilk fotoğrafçılarından, Fuat Çiftçibaşı’nın Foto İstanbul’u
da Fenni’nin birkaç yapı ilerisinde hizmet vermeye başlamış…
1950’li, 1960’lı
yıllara ait fotoğraflardan caddenin bu kesiminde, iki katlı evlerin alt
katlarının kadın kuaförü, terzihane, fotoğrafhane gibi fonksiyonlarla kullanıldığı
ve kentin ticaret hayatında aktif olarak yer aldığı anlaşılıyor…
Bugün de cadde üzerinde
bulunan apartmanların bir kısmının üst katları konut olarak kullanılsa da, alt
katlarda caddenin aynı hareketliliği, birçok dükkanla devam ediyor…
9. BÖLÜM PEREC’İN REHBERLİĞİNDE, SCARPA’NIN
VE PEHLİVANİDİS’İN İZİNDE ATATÜRK CADDESİ-“ŞEFİM
BURGERİM”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder