1 Haziran 2018 Cuma

8.PEREC’İN REHBERLİĞİNDE, SCARPA’NIN VE PEHLİVANİDİS’İN İZİNDE ATATÜRK CADDESİ-“FOTOĞRAFIN FENNİ”

Yolun karşısında, Lisenin yanındaki sokaktan sonra gelen evlerin sahipleri Pehlivanidis’in yaşadığı dönemde hep Rummuş…
Buna göre, bu blog yazısını yazmama vesile olan, iki kapı arasından yol çalışmalarını izleyen çocuğun olduğu ev, Yunanistan’ın Antalya Fahri Konsolosu, aynı zamanda casuslukla suçlanmış doktor Dimitri Politimos’un evi… 
Doktorun cırnık köprüsü civarındaki çiftliği, mübadeleden sonra mübadillerin yerleştirildiği alan olması açısından önem taşıyor…
Aynı sırada, Antalya’nın gayrimenkul zenginlerinden olması nedeniyle lakabı “Yarım Antalya” olan, Zincirli Hanın mülkünün yarısına sahip, dükkanı da han içinde bulunan, sırçacı, yani günümüzün züccaciyecisi😊,evi kartpostallarda yer alan İlya Theofanidis’in evi varmış…
Kocatepe sokağı çıkışının karşılarına gelen ev de bir başka sırçacı olan Panayiri Yaloğlu’nun… Pehlivanidis, 1960’larda Antalya’ya geldiğinde Kocatepe sokaktan evi fotoğraflayarak, cumba altlarındaki süslemelerin incelemeye değer olduğunu söylemiş ama şimdi süslemelerin yerinde betondan katlar yükseliyor göğe...
Pehlivanidis’in haritasına göre sokağın köşesindeki evin altında Alati’nin eczanesi, yolu geçince de İtalyan konsolosluğu bulunuyor… farklı anlatımlarda, İtalyan konsolosluğu Antalya’nın çeşitli yerlerinde tarif ediliyor…

Açıkçası bu yoldaki konsolosluk binasından emin değilim ama haritada konsolosluk yapısı olarak işaretlenen yapının, üzerinde “bayramınız kutlu olsun” yazılı kartpostalda, önünde üzerindeki yıldız nedeniyle Türk bayrağı olma ihtimali olan bayrağı ile bir grup Türk askeri ve yetkilisinin bulunduğu, tek katlı, merdivenli yapı olduğunu düşünüyorum…
Fotoğraflarla ve haritalarla karşılaştırdığımda, şimdilerde, altı mağaza, üst katları lojman olan, mübadeleden sonra defterdarlık olarak kullanılan yapı ile 1960’ların sonlarına ait haritalarda defterdarlık olarak gösterilen yapının aynı olup olmadığı konusunda tereddütlerim vardı ama gazetedeki bir doktor ilanı bu tereddütümü çarçabuk giderdi😊
Pehlivanidis, Konsolosluk olarak tanımlanan yapının ilerisinde bir başka dükkândan, Nikola Dimitriadis-Pehlivanoğlu’nun fotoğrafçı dükkanından bahsediyor… 
Dimitriadis’in fotoğrafçı dükkanını bilmem ama hemen hemen aynı yerlerde, geçmişte çoğu Antalyalının geçip, kamerası önünde poz verdiği Foto Fenni'yi, Mehmet Ali Öztemel’i tüm Antalya bilir😊
1906 yılında Kosova’da doğan Mehmet Ali Öztemel’in ailesiyle birlikte 1912 yılından sonra Antalya’ya taşındığı, Antalya’nın Cumhuriyet öncesi bilinen tek fotoğrafçısı olan İtalyan Dragonetti’nin Atatürk caddesi 93 numaradaki fotoğrafhanesinde işe başladığı, Dragonetti’nin kentten ayrılmasının ardından Mehmet Ali Öztemel’in işe devam ettiği, teknolojiye ilgisi nedeniyle arkadaşları tarafından Fenni Bey olarak çağrılmasının üzerine işletmeye “Foto Fenni” adını verdiği, Fenni’nin hayat hikayesinde anlatılıyor…
Pehlivanidis’in cadde üzerinde bahsettiği tek İtalyan, lokantacı Domeniko; fotoğrafçı ise Rum Nikolaki😊, fotoğrafçı dükkânı da hemen hemen aynı yer olduğuna göre, bir karışıklık var bu işte😊

Fotoğrafhane 1949 yılında yıkılmış ve yerine yeni bir bina yapılmış…1950 yılında da yapıya 2. kat ilave edilerek aile buraya taşınmış…

1960’ların fotoğraflarında o sırada yeni yapılmış iki katlı binayı bulmak hiç de zor değil😊
Söylemeye gerek yok tabii ki 1970’lere geldiğimizde, bu iki katlı bina da yerini, tüm cadde gibi alttaki dükkanlarla birlikte 9 katı bulan apartmana bırakmış…
Eskinin 1983 telefon numaralı, ortaklar ve bölüşümlerle, Atatürk Caddesi No:69/B ve 71/A adreslerinin sahibi Foto Fenninin yerinde bugün dondurmacı ve iç giyim mağazası bulunuyor… Fenni kaşesi ise geçmişin fotoğraflarında ve anılarda devam ediyor…
Foto Fenni, Atatürk caddesindeki tek fotoğrafçı değilmiş… Cadde çok popüler olunca, 1950 yılından sonra, Antalya’nın ilk fotoğrafçılarından, Fuat Çiftçibaşı’nın Foto İstanbul’u da Fenni’nin birkaç yapı ilerisinde hizmet vermeye başlamış…

Foto Fenni hizasında, Pehlivanidis döneminde tek katlı olan bazı ev ve dükkanlar, 1960’lı yıllara ait fotoğraflarda iki katlı olarak görünüyor… bu da caddedeki dönüşümün çok önceye, mübadelede sonrasına dayandığını, yeni sahipleri tarafından yapıların günlük yaşama ve ihtiyaçlara uyarlandığını gösteriyor...
1950’li, 1960’lı yıllara ait fotoğraflardan caddenin bu kesiminde, iki katlı evlerin alt katlarının kadın kuaförü, terzihane, fotoğrafhane gibi fonksiyonlarla kullanıldığı ve kentin ticaret hayatında aktif olarak yer aldığı anlaşılıyor…
Bugün de cadde üzerinde bulunan apartmanların bir kısmının üst katları konut olarak kullanılsa da, alt katlarda caddenin aynı hareketliliği, birçok dükkanla devam ediyor…
9. BÖLÜM PEREC’İN REHBERLİĞİNDE, SCARPA’NIN VE PEHLİVANİDİS’İN İZİNDE ATATÜRK CADDESİ-“ŞEFİM BURGERİM”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder